بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلسَّمَآءِ ذَاتِ ٱلرَّجۡعِ ١١

Andolsun o dönüş saahibi olan göğe,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلۡأَرۡضِ ذَاتِ ٱلصَّدۡعِ ١٢

o (nebat ile) yarılan yere ki,

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُۥ لَقَوۡلٞ فَصۡلٞ ١٣

Hakıykaten o (Kur'an) hak ile (baatılı ayırd eden) kat'î bir kelâmdır.

– Hasan Basri Çantay

وَمَا هُوَ بِٱلۡهَزۡلِ ١٤

O, bir şaka değildir.

– Hasan Basri Çantay

إِنَّهُمۡ يَكِيدُونَ كَيۡدٗا ١٥

Hakıykat, onlar alabildiklerine hileler düzerler.

– Hasan Basri Çantay

وَأَكِيدُ كَيۡدٗا ١٦

Ben de onların hilelerini (ceza ile) karşılarım.

– Hasan Basri Çantay

فَمَهِّلِ ٱلۡكَٰفِرِينَ أَمۡهِلۡهُمۡ رُوَيۡدَۢا ١٧

(Habîbim) sen şimdilik o kâfirlere mühlet ver, onları biraz gecikdiriver.

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu